Radyo, elektromanyetik radyo dalgalarında yer alan ses modülasyonunu, önce elektronik ortama ileten ve ardından da sese çeviren elektronik alete verilen isimdir. Günümüzde televizyonlar yaygın olmasına rağmen radyolar, bir döneme adeta damgasını vurmuştur. Bir dönemin en önemli haber alma aracı olan radyolar, teknolojik gelişmeyle birlikte interaktif tüm mecralarda varlığını tüm gücüyle sürdürmektedir.
Radyonun icadına zemin hazırlayan radyo dalgalarını bulan kişi İngiliz Fizikçi James C. Maxwell olmuştur. Maxwell, yaptığı araştırmalar sonunda, elektromanyetik dalgalar hakkında bilgiler ortaya çıkarmıştır. Işığın belirli bir dalga boyunda elektromanyetik titreşimlerin sonucu olduğunu ortaya koyması oldukça önemlidir. Maxwell tarafından 1865 yılında ortaya atılan bu kuramda, ışığın yayılması, yansıması ve kırılması öngörülüyordu.
1888 yılına gelindiğinde Alman Fizikçi Heinrich R. Hertz, elektromanyetik dalgaların varlığını tespit ederek, bunları üretmeyi başaran isim olmuştur. Maxwell’in kuramlarından etkilenen ve bu kuramları dikkatle inceleyen Hertz, elektromanyetik dalga üreten ilkel bir verici ortaya çıkardı. Onun ortaya koyduğu basit tınlatıcı sayesinde Maxwell’in kuramı doğrulanmış oldu.
Radyo konusunda gelişmeler hızlanmıştı. Fransız Edouard Branly tarafından radyo iletkeni bulundu ve buluşu 1890 yılında Bilimler Akademisi’ne sunuldu. Bu alet ile birlikte elektromanyetik dalgaların etkisiyle elektrik akımı iletken hale geliyordu. Branly bu icatla birlikte dalgaların metrelerce uzaktan, engellerin ardından bile zaptedileceğini gördü. Bu sayede bir adım daha geçilmişti.
1894 yılına gelindiğinde İngiliz Oliver Lorge, yeni bir kavram olan uyum kavramını getirdi. Branly’in icadıyla hareket eden Lorge, Hertz’in kuramını doğrulamak için harekete geçti. Akım konusunda sadece Lorge değil, ABD’de yaşayan Tesla’da çalışmalarını devam ettiriyordu. Lorge, uyumu gerçekleştirerek dalgaların menzilini arttırdı.
1895 yılında Rus Aleksandr Popof tarafından anten icat edildi. Antenle birlikte uzun mesafeli yayınlar için bir araç ortaya çıkmış oldu. Popof, önceki yöntemleri kullanarak, dik bir tel kullandı ve akımın daha iyi iletildiğini anladı. 1899 yılının Eylül ayında Deniz Teğmeni olan Tissot tarafından Siff Feneri ile Vierga Adası arasında yaklaşık 42 kilometrelik bir bağlantı gerçekleştirdi.
Telsiz telgraf, 26 Kasım 1898 yılında Fransız Eugene Ducratet ile yardımcısı Ernest Roger, Pattenton ile Eyfel Kulesi arasında 4 kilometre mesafeden ilk kez telsiz bağlantısı gerçekleştirdi. Bu çalışma bir ay sonra Bilimler Akademisi’ne sunuldu.
Radyo İcat Ediliyor..
28 Mart 1899 yılına gelindiğinde büyük bir dönüm noktası yaşanıyordu. İtalyan Fizikçi Guglielmo Marconi, İngiltere’de yer alan Douvers Limanı ile Fransa’da yer alan Wimereux bölgesi arasındaki 50 kilometrelik mesafede, ilk telsiz telgraf haberleşmesini gerçekleştirdi. Bugün Paris’te Radio-France Müzesi’nde yer alan mesajında şunları kaydediyordu:
‘Bay Marconi, Manş Denizini aşan telsiz telgrafla Bay Brenly’e en derin saygılarını sunar. Çünkü bu güzel sonuçta Bay Brenly’nin çalışmalarının büyük rolü vardır.’
İtalyan mucit böylece, kablo veya tel olmadan bir yerden başka bir yere mesaj göndermeyi başarmıştır. Bunu çok büyük bir ticari başarıya dönüştüren Marconi, radyoyu daha önceden keşfettiğini söyleyenlerin aksine bu konuda patent alan ilk kişi olmuştur. Bu da maddi anlamda çok büyük bir kazanç sağlamıştır.
1925 yılında Amerika’lı Armstrong, frekansı yani dalga boyunu değiştiren bir modilasyon bulmuştur. Bu yöntemle daha önceden kısa olan dalga boyları büyümüş ve çok uzaklara bile kaliteli yayın yapma imkanı doğmuştur. Bunun ilk uygulaması 1940’lı yıllarda ABD’de görülmüştür.
İlk Radyo Yayınları
ABD’de 1910 yılında Fransız mühendis Lee de Forst’ın telsiz telgraf şirketinin reklam yayını yapılmıştır. Bu yayın, New York’ta Metropolitan Opera’sı ile Lee de Forest’ın kendi evi arasında yapılmış ve Cavalena Rusticana operası dinletilmiştir.
1913 yılında Belçika’da radyodan her Cumartesi düzenli müzik yayını apıldı.
1915 yılında ABD’de Western Electric tarafından Virginia’dan yapılan yayın Paris’ten dinlenebilmiştir.
1920’de İngiltere’de il düzenli radyo yayını başladı.
1921 yılında ABD’de RCA radyo istasyonu, Dempsey ile Carpanter arasındaki boks karşılaşmasını canlı olarak yayınladı.
1927 yılında Türkiye’de Türk Telsiz Anonim Şirketi tarafından Ankara ve İstanbul’da kurulan 5 kW gücündeki iki vericiyle ilk radyo yayını yapıldı.
Radyo, özellikle televizyonun icadına kadar olan döneme adeta damgasını vurmuştur. Haber kaynağı, spor müsabakalarını takip etme, müzik dinleme, çeşitli sesli dizileri takip edebilme gibi önemli işlevleri üstlenen radyo, günümüzde de yüzlerce istasyonla varlığını devam ettirmektedir.